YAZAR : Follow @omourinho
UEFA Avrupa Ligindeki rakibimiz İtalyan Ekibi Torino; geçtiğimiz sezonu 7. Sırada tamamlamıştı. Bu sıralamayla Avrupa Kupalarına katılma hakkı yoktu. İtalya Kupası’ndan da katılma hakkı yoktu çünkü Kupa Finalinde Napoli ile Fiorentina karşılaşmış, Napoli Şampiyonlar Ligine Fiorentina ise Avrupa Ligine katılma hakkı kazanmıştı. Fiorentina Avrupa Ligine katılma hakkını ligdeki sıralaması ile de kazandığı için bir alt sıradaki takım Avrupa Ligine katılmaya hak kazanmış oluyordu. Lakin ekonomik problemler yaşayan ve lisans alamayan Parma, Torino için kapıları açtı.
1940’lar ve 70’lerdeki Grande Torino efsanesinden çok uzakta
olsalar da son birkaç sezonda gelişme sağlayıp alt sıralardan kurtuldular.
Gelelim sezon başından bu yana öncelikle ligde sonrasında da
Avrupa’da neler yaptıklarına;
Serie A’ya geçen sezonun standartında başlayamadılar. İlk 13 haftada sadece 3 galibiyet alabildiler.
Bu 3 galibiyet ise Udinese, Parma ve Cagliari gibi ligin dibinde yer alan
takımlara karşı alındı. Udinese nispeten daha iyi durumda olsa da eski
görüntülerinden oldukça uzaktalar. 14. Haftayla başlayan form yükselişi şu
zamana kadar oldukça iyi durumda… Deplasmanda oynanan Torino derbisinin
ardından oynadıkları 10 maçta 6 galibiyet, 4 beraberlik almayı başardılar.
Avrupa Kupalarına ilk aşamadan başlayıp sezonu erken açan
Boğalar, eleme turlarında sırasıyla Brommapojkarna ve Split’i geçerek gruplara
kaldılar. Bu aşamaların ardından B Grubundaki rakipleri, Club Brugge, Kopenhag
ve Helsinki oluyordu. Grubu 11 puan
toplayarak ve tek mağlubiyetle Brugge’un arkasında 2. Tamamlayarak üst tura
adını yazdırdı.
Torino ligde ve Avrupa’da ufak değişiklikler yaparak maçlara
çıkıyor. Kabaca 3-5-2 dizilişinden taviz vermemeye çalışıyorlar. Zaman zaman
3-4-1-2 yahut 3-4-2-1 şeklinde dizilimleri kullandıklarını da görüyoruz ancak
ana taslaktan hiçbir zaman vazgeçmiyorlar. Avrupa’daki maçlarda 2’si savunmada,
2’si orta saha kanatlarında bir de forvette ki değişikliklerle 5 oyunculu
rotasyona gidebiliyordu teknik direktör Giampiero Ventura. Rakipler zorlaştıkça
ana kadrosundan şaşmayacağını düşünüyorum.
Genel hatlarıyla incelemeye baktığımız zaman, pozisyon
üretme sıkıntısı çeken bir takım değil lakin pozisyonları gole dönüştürme
konusunda zorluk yaşayabiliyorlar. Skoru yakaladıklarında ise takım
savunmasında oldukça başarılılar. Tabi ki Serie A’nın ve Avrupadaki
rakiplerinin de katkısı var burada. Duran top organizasyonlarında tehlike arz
eden görüntüleri var. Özellikle 1.90 boyundaki Polonyalı stoperleri –çok
beğenerek takip ettiğim isimlerdendir- Kamil Gilik (27) bu sezon 5 gole imza
attı. Duran top organizasyonlarında yaşanan karambollerde ise Quaqliarella
tecrübesi ve fırsatçılığı başımızı ağrıtabilir. Yüksek toplarda tehlikeli diğer
oyuncular; Juventus’tan tanıdığımız Amauri ve orta sahanın önemli taşlarından
Gazzi… Toplam takım olarak duran top organizasyonlarından 8 gol buldu Torino
takımı.
Duran topları kaleye şut olarak kullanacakları zaman ise
savunmadan Bovo ve orta sahadan Fernerund topun başına geçiyor. Fernerund’un
ilk karşılaşmada oynamayacağını düşünürsek şut çekileceği zaman Bovo’yu topun
başında göreceğiz.
Hücum yaparken kanatlardan ziyade merkezi kullanmaya
çalışıyorlar. Burada dikkat edilmesi gereken oyuncu, şüphesiz Faslı Kaddouri…
24 yaşındaki orta saha oyuncusu 2 gol 4 asistlik performansının yanı sıra maç
başına en az 2 “pozisyon yaratan pas” atma istatistiğine sahip. Kaddouri’nin en belirgin dezavantajı savunmaya
az yardımda bulunması. Torino’nun yediği gollere bakacak olursak çoğunluk
merkez’den gelişen ataklar sonucu oluşuyor ve burada Kaddouri’nin tembelliğinin
katkısı önemli etkenlerden birisi…
Sağ kanatlarında oynayan Peres ise ortaları ve hücuma
katılmalarıyla Torino için önemli bir yere sahip. Karşısında Balenziaga’nın
oynayacağını düşünürsek fırsat bulduğu zaman problem yaratacağını düşünüyorum.
Peres’in en önemli, göze batan zafiyeti yüksek toplarda ki başarızlığı…
Hücum hattının tehlikeli isimlerini inceleyecek olursak,
Quaqliarella’nın ağırlıklı partneri Martinez çok çevik ve hızlı bir oyuncu.
Ayrıca kısa boyuna rağmen top becerisiyle Torino’nun ileride top tutmasını
sağlıyor.
İsim olarak çoğumuzun tanıdığı Maxi Lopez, takımın yedek
kontenjanında kullandığı forveti.. Maxi Lopez’in özelliği geniş alan oyuncusu
olması ve Torino skoru bulursa Maxi Lopez oyuna girecekler listesinde başta yer
alıyor.
Torino’nun genel zafiyetlerine bakacak olursak, kalecileri
Belçikalı Gillet uzaktan şut savunmasında çok başarısız. Cepheden çekilen
şutlara karşı zayıf kalıyor ve gol bulmak istiyorsak olabildiğince şut çekmeye
çalışmalıyız.
Torino’nun bir özelliği de İtalyan kültürünün getirisi
olarak bol kartlı ve sert maçlar çıkartıyorlar. Sezon başından bu yana 52 sarı
kart, 3 de kırmızı kart görmüşler. En fazla sarı kart gören oyuncu ise orta
sahanın “ırgatlığını” üstlenen Benassi, 7 sarı kart görmüş.
Takım savunmasını iyi yapıyor olmalarına rağmen, savunma
oyuncularını bire bir ele alırsak hantal kaldıklarını söylemek mümkün. Burada
ön plana çıkacak olan Iker Muniain ve Susaeta gibi oyuncularımızın performansı
olacağını düşünüyorum.
Iturraspe’nin olmayışı geriden oyun kurmamıza engel
oalcaktır elbette neyse ki Torino takımı önde basıp rakibi boğabilen bir takım
değil. Bu sebeple Iturraspe’nin yokluğu bu turluk tolere edilebilir.
Torino’nun Serie A Maçları 11’i
Torino’nun Avrupa Maçları 11’i